Aynaya baktığında, ne anlatır sana?
Saçının akından,
Feri gitmiş gözünün ışığından başka.
Bir de çektiğin azabın
Yüzünün çöküşüne yansıyan kıvrımlarından.
Hayat rüyasında kendini unutmuş olsan da,
Baktığın aynanın karşısında
Sen misin yinede ayakta.
Gözün görsün,
Yüreğin götürsün artık seni,
Ertelemekten unuttuğun hayatının,
Arzularını koyduğun tozlu raflarına.
Aldığı yükü taşımaya uğraşan,
Ruhu mutsuz boyalı fotoğraflarına.
Çocukluğunun ve gençliğinin,
Onlardan geri kalan yarınının,
Ne uğruna gidiyor olduğu başka diyarlara.
Sözün bittiği gün olsun bugün,
Geçmişini düşünmeye,
Geleceğinin hayalini kurmaya başlamana.
Düşündükçe filizlenecek köklerin,
Bırakacak kendini eskimiş penceresinden,
Hayat bulacağı yeni topraklara.
Nasılsa buluşacağız tek vücut olup
Sevdiğimle diye aynı fidanda.
Kavuştuğun toprak hasret kalacak,
Köklerini büyütmek için bazen can suyuna.
Derin uykusundan uyanırken güneşin,
Hüzmesi içinden göndereceği bir kaç ışığa.
Çıkarken yolculuğuna bulutların,
Ağırlaşan yükünden bırakacağı,
Bir kaç damla yağmura.
Beklediğin o su, beklediğin o ışık,
Sevdan olacak,
Yağacak üzerine usulca.
Can verecek sana özlediğin yeni dünyanda.
Sevgin geniş bir şemsiye olacak,
Koruyacak seni hem burada hem de
Başlayacağın yeni rüyanda.
Yeşerirken boyun biraz yukarıya
Zorluklar olacak önünde hep tek sıra.
Bırak olsun, ne olacağı varsa artık.
Sen ol yeter açılan her pencerenin önünde,
Uzayan her yolun sonunda.
Akan nehrin kenarında
Sen ol yeter sisleri yaran dağların tepesinde.
Baktığım her noktada,
Sen ol yeter gördüğüm sana benzeyen her surette.
Güzelliğin tarifini yapmak için,
Yaradan’ın var ettiği bedenine,
Aşkım dediğin gözlerim,
Doymaz sana bakmaya yeterince.
Dokunsam sadece parmak ucumla bile,
Her dokunuşta hissederim
Tanrının kutsal sıfatını bedeninin üzerinde.
Sana söylemediğim tek bir söz kaldıysa
Dudaklarımın arasında,
O da seni çok sevdiğimdir,
İnandığım bütün değerler adına,
İnandığın Allah Muhammet aşkına.